8 Temmuz 2009 Çarşamba

Büyük Dünya



Elleri ceplerinde,sokakta yürür küçük çocuk,mutsuzdur. Her gün aynı işi yapmak ona çok büyük zevk vermemektedir elbette. Evet... İşte bir yağlı müşteri... Avına yaklaşan hayvanın sessizliğiyle yanaşıyor müşterisinin yanına. Aynı hayvanın çevikliğiyle kapar ve götürür malı. Arkasından feryatlar,çığlıklar... Dönüp,bakmaz bile arkasına. Görev tamamlanmamıştır henüz, üniformalı kocaman adamların peşinden gelmediklerini anlayana dek koşar,koşar..O koşar,düşünceleri ona eşlik eder. Pişmanlık,korku,dehşet,stres,nefret... Hepsi birbirine girer ve uzun koşu maratonu bitince,görev tamamlanınca,köşesine çekilip, tekrar düşüncelere dalana dek,rahat bırakır bu karmaşık duygular onu.
1.Ulaşır sonunda 'abi'ye .Öz abisi değildir elbet. Hiçbir çocuk sevmez 'abi' yi burada. Yine de idolü dür küçük çocuğun bu yakışıklı abi. Hele o yırtık giysilerinin içinde bile nasıl böylesine yakışıklı görünebildiğine aklı hiç ermez.
2.Bu küçük çocuğun yuvası da burasıdır işte. İşi de dehşet ve korku maratonundan ibarettir.. Mutlu mudur sanıyorsunuz,hırsızlık yapmaktan,bu pislik yuvasından,her mal çaldıktan sonra koparılan feryatlardan,çığlıklardan? Değildir elbet, çaresiz abinin yanına gider,tüm malı döker ortaya. Eğer abinin hoşuna gitmezse çalınanlar falakadan asla kaçış yok demektir.O gün bir cehennem gününe dönüşür çocuk için.
3. Olamaz,abinin yüzüne bakılırsa,bugün de o günlerden biri sanırım. Devasa,kıllı,pis elleri küçük çocuğun üzerine gelir ve...
Falaka biter,tüm çocular malları bir bir dökmüştür ortaya. Bir falaka yiyen odur. İşte bu falakadan çok acıtır canını. Diğer çocukların acıyan bakışları,kırar gururunu.
Küçük çocuk,köşesinde,pis,ince örtüye bakar,gözleri yarı kapalı falakayı,feryatları,çığlıkları düşünür. Hırsızlıktan sonraki korku maratonu beynini ele geçirmiştir.. Biliyordur, bedeni bu pis evde,ruhu feryat ve çığlıklarda, gururu ise yediği falakada, acıyan bakışlarda kaybolup,gitmiştir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder